Odanın önünde çekimser bir hâlde duruyordum. İçerisi gözükmüyordu, zifiri karanlıktı. Ürpertici ve aynı zamanda da çekici…
İçimden dışıma yükselen ses “Aç o kapıyı!” diyordu. Kapının kulpuna uzanan elim ise tedirgindi.
Bilinmeyen, nasıl da kendine doğru çekiyordu bir diğer bilineni!