Eloğlu şiirinde renklerin temsili açısından da benzer bir imgesel söyleyişten söz etmek mümkündür. Kuşkusuz bu durum şiirin edebiyatımızdaki tarihsel serüveninde “şiirdeki müzik”in yok sayılmadığı bir şair evreninin de somut hâli gibidir.
Eloğlu şiirinde renklerin temsili açısından da benzer bir imgesel söyleyişten söz etmek mümkündür. Kuşkusuz bu durum şiirin edebiyatımızdaki tarihsel serüveninde “şiirdeki müzik”in yok sayılmadığı bir şair evreninin de somut hâli gibidir.
İkinci Yeni'yi anlamak adına yola çıkıldığında çoğunlukla gelenek sorununun nasıl algılandığı, ikinci yeninin kendi öncül şiir anlayışlarına bakış açısı daha az tartışılmıştır. Kapalı bir şiir evreninde karşımıza çıkan bu simgeci şiir anlayışının farklı siyasal tutum ve düşünsel çerçeveyi sahiplenmiş nice ozanı ortak kılabilmesi de bu akımı önemli kılan başlıca nokta olagelmiştir. 50’lerin toplumcu şiirinin Nazım Hikmet çizgisinde kaçınılmaz ağırlığını hissettirdiği bir dönemde, Ece Ayhan’ın adlandırmasıyla“sivil şiir” hareketi ozanca bir eylemlilikle karşımıza çıkmış, imgenin sıradanlaşmasına karşı dilin kalıplarını kırma çabası şiirde bir “imge” cumhuriyetini inşa edebilmiştir. 1950’den 59’a “Pazar Postası”, “Yeni Dergi” ve “Dost” dergilerinin ev sahipliğinde gelişen İkinci Yeni, Birinci Yeni’nin yozlaştırdığını ve uyaksız bir anlama terk ettiklerini savundukları şiir ikliminin artık ayağa düşmekten kurtulması umuduyla yola çıkmışlardır