Politika ve tiyatro çoğu kez karşıt halleriyle ve iktidar erkinin baskıcılığıyla bugüne dek kitlelerin karşısına çıkıverdi. iktidarın sanatı da dönüştürme niyeti bu bağlamda tüm muktedir haliyle vücut bulmuştur. Hitler bir kürsü tiyatrosu icat etmek için uğraş vermiş ancak bu alanda muvaffak olamamıştır. Tam tersi bir durum da sanatın göçüne vesile olmuştur. Sanatta da, tıpkı kendi politikasına uygun hareket imkânı bulduğuna inanan Hitler; kendince bir arındırma yoluna gitmeye çalışmış, tiyatro içinde bir iktidar merkezli alan kurmaya niyetlenmiş, kendi anlayışına uymayan entelektüel, edebî, sanatsal pek çok eser ve sanatçı saldırılara maruz kalmıştır. Yazarlar, eleştirmenler, aktörler, akademisyenler bu saldırılardan ve belirlenmiş kodlardan payını almıştır. Sonuçta sanat adına içi boşaltılan bir alan dışında yeni hiçbir sonuç ortaya çıkmamıştır.