Başarısız Bir Deneme
“Sevgi de tıpkı ölüm gibi
Her şeyi değiştirir”
Khalil Gibran
Ayak bileklerime ağır kurşun parçaları bağlanmış gibi
hissediyorum. Suyun pırıltılı ağırlığı, ürkütücü bir biçimde
bütün bedenimi sarmış durumda. Giderek ağırlaşıyor, gövdemi
saran yük. Su katmanı kalınlaşıyor, ışık azalıyor, derinlere
doğru hızla iniyorum. Yanımdan bana hiç aldırmayan balıklar
geçiyor. Sanırım kısa bir süre sonra bilincimi tamamen
yitireceğim. Su; ağzımdan, burnumdan mideme, ciğerlerime
dolacak.
Bu güne kadar kimse ile paylaşamadığım acılarım da
benimle birlikte boğulup yok olacak.
Konuşabilseydim, biriyle paylaşabilseydim, doyasıya
ağlayabilseydim daha mı hafif olurdu şimdi vücudum
bilmiyorum. Bu çaresizliği atabilseydim içimden hafifler
miydim, daha mı yavaş inerdim diplere. Belki de hiç kimsenin
beni anlayacağını ve yardımcı olabileceğini ummadığım için
konuşmamıştım.
Aslında kimsenin bana yardımcı olabilmesi
mümkün de değildi. Belki bu da benim cehennemimdi ve bunu
hak etmiştim. Artık yanıtları bilemiyorum, kafam çalışmıyor.
Bilincimi yitirmeye başladım sanırım. Öyle ya da böyle artık
kaçıyorum. Kimse buna engel olamayacak. Beni kimse bir
daha üzemeyecek ve elbette ben de kimseyi üzmeyeceğim.
Tüm acılarım sona erecek. Geride kalanlardan anlayış da
beklemiyorum. Ne derlerse desinler, duymayacağım.
* * *
“Bitti” dediğim anda iki güçlü kol beni kavrayıp, tekrar kaybolan ışığa doğru yükseltmeye başladı. Bu ışık belki de ölüme yaklaşmış, komadan çıkmış insanların sözünü ettiği beyaz ışıktır diye teselli ediyorum kendimi. Varlığımı bu çıkıştan kurtaracak gücüm yok artık. Şimdi iki kat daha ağırım sanki. Çok yorgunum, midem bulanıyor, soluk alamıyorum. Bir süre sonra kıyıdaki çakıl taşlarının üzerinde yattığımı fark ediyorum. Şaşkın bir genç adam telaşla yuttuğum, soluduğum tuzlu suları midemden ve ciğerlerimden boşaltmak için delice çırpınıyor.
Cehennem sona ermedi, daha bağışlanmadım anlaşılan. Yine gökyüzünü görebiliyorum. Midem berbat, göğsüm yanıyor. “Yaşıyor!” diye haykırıyor genç adam:
“Yaşıyor!”
Yaşıyor muyum?