Kitap/Düşün/Sanat/ Sayfa Editörü: Erinç BÜYÜKAŞIK

Hayat Yazılamayacak Kadar Fena*/Erinç BÜYÜKAŞIK

TDK sözlüğü diyor ki öykü “Gerçek ya da tasarlanmış olayları anlatan düz yazı türü”dür. Kurmacanın izinde dolaşan öykü yazarı için zihin ayıklanması gereken olaylar çöplüğü o halde. Öykü sadece anlatmak değildir, hele olaylar torbasından bir iki olayı yan yana getirmek hiç değildir. Bir o kadar yaşamsal bir dışavurumdur. Yaşamın kırılmalarla akıtılmasıdır metne. Bugünün öyküsünü soruşturmaya başladığımızda eski hikâye etme derdinden çok daha karmaşık ve bir kadar da sıradanlığın içinden çıkıveren ayıklamacı bir anlatı evrenine sahip olduğunu görürüz. Yeni anlatım olanakları, dil arayışları, yazma eğilimleri peşi sıra gelir. Sait Faik’in İstanbul’undaki “Ben Merkezci” dil gibi benle başlayan bir yolculuktur çoğu kez öykünün tarihi.

Devamını Okuyun
2 dakika okundu

AHMET BÜKE VE İLK ROMANI DELİ İBRAM ÜZERİNE/Selman Büyükaşık

Ahmet Büke’nin öyküleri, özellikle İzmirli okurların ilgisini çeker yıllardır. Çıplak bir dil, kısa cümleler; kıvrak, zaman zaman ironik bir anlatım. Kimileyin sert gerçekçi, kimileyin fantastik hatta groteks bir kurgu, bir dünya. Zekice eğretilemeli cümlelerle okuru sarsar: “Bütün ölülerimi size oturup anlatamam. Bunun yerine sonsuz şimdiyi bırakıyorum. Yeniden başlayabilmek için buna mecburum.” (Kumrunun Gördüğü, Sarı Rüya Defteri öyküsünden, 2010, Can Y.)

Devamını Okuyun
3 dakika okundu

Bir Serzeniş ve Haykırış Olarak Sait Faik, Ahmet Büke, Cemil Kavukçu’nun İzinden Öykü’yü Okumak/ Erinç BÜYÜKAŞIK

Öykünün penceresinden bakalım bu yolculuğa çıkarken. Biraz soluklanalım öncesinde. Romanın o çok katmanlı ve uzun erimli yolculuğunda çok da kısa sürmeyecek bu yolculuk aslında. Belki yaratılan atmosferin içinde sınırlarımızı bilerek uzun yolculuğumuzu özetlemek de mümkün olacak.Çevremizde uzun uzadıya insan kalabalıkları yok. Betimlemeler yerli yerinde, çatışma ustalık isteyen  kıvrak bir anlatımla şekillenmiş. Yüzyılların öykü anlatıcılığının dilsel doğallığı sinmiş metne. Çok anlatmaya gerek yok, yerinde anlatabilmek işin becerisi. Uzun uzadıya betimlemeler, ağdalı sözcükler gereksiz bir sis perdesi okur için.Bir tanıma danışmalı önce. TDK sözlüğü diyor ki öykü “Gerçek ya da tasarlanmış olayları anlatan düzyazı türü”dür. Kurmacanın izinde dolaşan öykü yazarı için zihin ayıklanması gereken olaylar çöplüğü o halde. Anlatmak değil sadece öykü, olaylar torbasından bir iki olayı yan yana getirmek değil. Bir o kadar yaşamsal bir dışavurum üstelik. Yaşamın kırılmalarla akıtılmasıdır metne.

Devamını Okuyun
1 dakika okundu