Kaideleri bozan istisnalar olmak dışında bir seçeneğimizyok. Karşı çıktığımız şeylere benzemek, sahicilik kaybı, hayatlarımızın ve kavramlarımızın evcilleşmesi kapsam alanımızı neredeyse sıfırladı. Kayıplarımızın, sokakların, ziyan ettiğimiz kitapların yasını tutmadan yeni bir başlangıç yapamayacağımızı kuşlar bile öğrendi. Bizim mahallenin çocukları, yas tutmaktan ağlamayı ve âh çekmeyi, muhasebeden ise "devrimden vergi ve geçmiş kaçırmayı!" anlıyor...
Bildiğimiz bir dünya değil bu, tasavvur ettiğimiz dünya hiç değil. Biz birbirimizi sokakta bilmuştuk. Şimdi insanlar birbirine rastlamamak için sokağa çıkıyor. Yara derin, içine taştıkça, iğnedanlığın neden yürek şeklinde olduğunu unutanlar çoğunlukta. Kuyunun suyun, suyun kuyunun sırrını ve kıymetini bilmediği zamanlardayız.
Dil, geçmişi anlamadan anlatmaktan yoruldu. Bilinen ama unutulan bir şey var; büyük yanlışı yaptıran küçük yanlışlar, büyük defteri yazdıran küçük defterdir.
Bazen bildiği cevapları terk etmeli insan... Gitmeli...