Motorun gürültüsüyle irkildi. Gecenin bir yarısı motosikleti yumruklayan, sağ ayağıyla onu paramparça eden biri öfkeyle bağırıyordu penceredeki Arif’e. Şase yerde paramparça. Arif’in kapısına dadanan yabancı tepiniyor motorun üstünde, amartisör de gitmiş güme. Vurdukça dağılan motosikleti paramparça ederken öldürmeye niyetlendiği Arif’in yüzü canladı gözünün önünde. Kamera çekiyordu motosikletin parçalanışını, Arif'in penceredeki korkan yüzü de girdi görüntüye. Pencerenin dibinde korkuyla izliyor olan biteni Arif, dışarı çıksa ayrı dert. Herif küfelik zaten. Kardeşimi mete alıştırdın puşt, çık dışarı da hesap ver, diye höykürüyordu bir yandan dışardaki yabancı. Arif sinmiş, ürkerek izliyordu dışarda olan biteni. Motorun içine etti herif, bunu tamir etmek bir motor parası ulan. Kaç gündür malı aldığı Ayhan abi de parasını istiyor, hayır işi yapmıyoruz burada diye uyarmıştı adamlarıyla Arif'i. Zaten hap falan zor bulunuyormuş bugünlerde. Paraya sıkışıktı bir haftadır. Bulup buluşturacağım abi. Mahalleden gidiyorum, taşınacağım zaten. Taşınmak kaç para biliyor musun. Hem polisler de uyarıyor sürekli. Denetimlideyim zaten abicim. İki haftadır çiş veriyoruz. İçindeki korkular büyüyordu Arif’in. Mahalleli torbacı diye belledi onu zaten. Çoluk çocuğunu yanaştırmaz oldu. Zehra abla selamı sabahı kesti bir süredir. Otistik oğlanı az mı koruyup kolladık. Anasının kolunu bıçakla yaraladığında komiser abiyi zor ikna ettim zavallıyı gözaltına almasınlar diye. Direksiyonu da parçalamış, bu puşt ödemez de bunca zararı. Kardeşi de kullanmayı bilseydi ya bu meredi. Ben mi oğlanın aklını çeldim sentetik kullansın diye. Ot, şeker yetmiyor muydu oğlana. Dükkana zırt pırt damlayan, kıçından ayrılmayan kardeşinin vebalini o mu üstelenecekti.. Polisi aramalı, şubedeki Mehmet abisi kollardı onu, heriften zararın parasını da çıkarırdı belki de. Mahalleye bak, herif motoru dağıtırken küfrediyor sülâleme bağıra çağıra, canlı yayın yapıyor üstelik, milletin gıkı çıkmıyor. Çivisi çıkmış ulan memleketin.
Komşularının ona vebalı gibi davrandığı ortadaydı. Zehra sevimli oğlan, şeytan tüyü var bu it de, dediyse de bir ara suratına bakmıyor günlerdir. Oğlanı esrarkeş yaparsın sen Arif. Acıyorum, üzülüyorum senin için ama yanaştırmam oğlanı sana. Allah ‘ından bul e mi! Zavallı anan çoktan ters dönmüştür mezarında muhakkak, diye kızdıydı geçen akşam. Şimdi.. Pencerenin kenarında görünmemeye çalışıyor, olan biteni dinliyor can kulağıyla. Seleyi de dağıtmış puşt. Elâleme hesabını ver şimdi, nasıl taşıyacağız onca şeyi. Belediye otobüsü, metrobüsle götürmek olmaz. GBT’ye takılmanın lüzumu yok. Alo, motorumu dağıtıyor herif, vallah billah tanımıyorum. Veysel Ahmet Sokak. Evet geçen de gelmiştiniz. Herif dışarı çağırıyor, belki bıçak, silah var zulasında. Gece silahlı, gündüz külahlılardan belli ki. Bir iki polis gelsin abi ya, öldürecek besbelli. Serkan abi orada mı? Tamam abicim. Selamı ilet Mehmet abiye de. Dükkana da uğrasın.
Elindeki telefonla her şeyi kaydediyordu sokaktaki. Sağ ayağıyla motordan kalanlara, şoseye vuruyordu bir yandan. Puştun ne haltlar çevirdiğini kaydediyorum işte. Ödlek, pısırık it korkuyla izliyor beni. Kardeşimi met bağımlısı yaptı abla bu. Ayaklıklar, yakıt deposu da kaldırımdaydı o sırada. Evet abla, sen de tanıksın işte, ben dağıtttım motoru, polisin gelmesini bekliyorum ablacım. Bak sen de tanıksın. Şu sizin komşu zehirliyor milleti. Sadece biraz alkollüyüm. İki bira içtim sadece, belki beş en fazla. Ne yaptığımın farkındayım ama. Kardeşime sattı o meredi. Şu itin dükkanından ayrılmaz oldu benim salak kardeş. Valla kolluyorlar bu iti. Beklemeye devam etti dışarda söylenirken. Volta atıyordu apartman önünde. Pencerelerden bakanlar korkuyla, sus pus izliyordu olan biteni. Nihayet kurtulacaklardı bu beladan diye seviniyorlar bir yandan da. Pencere camı tuzla buz oldu o sırada. Artık polis gelsindi, gümbürtüye gideceğiz bu herif yüzünden, diye söyleniyordu Arif.
İki polis aracı sokağa vardığında Arif adamın arabaya doğru yürümeye yürüdüğünü fark etti. Abi ben yaptım, parçaladım itin motosikletini. Bakın her şeyi kaydettim işte. Bu torbacı kardeşime zehir sattı polis abi. O an sert bir yumruk indi yüzüne, ters kelepçe yapılmıştı çoktan. Arabanın içine tekme tokat tıkıldığında sessizce Arif’in öfke krizini izlemeye başladı. Oynuyor puşt diye geçirdi içinden. Zehra, olan biteni sessizce izlemekle yetiniyordu. Arif’i savunacağı yoktu da yine de bulaşmaya gerek yoktu bu işe. Arif’i bir gece bile tutmazlar içerde, çıkınca muzaffer edasıyla kasıla kasıla dolanırdı sokakta . Bu saldıran herif de habire kameraya alıyordu olan biteni. Bir de şahit ilan etti kadını. Herifi başına bela et sonra.
Arif’in apartmanından fark ettirmeden, sessizce çıkan iki arkadaşı ağacın arkasına bir şeyler attı polislere görünmeden. Sokakta tartışma sürerken Arif bir cesaret sokağa çıktı. Kelepçeliydi puşt. Zarar veremezdi ona..
“ Yine ne oluyor dışarda” diye merakla pencereden aşağıdakileri izlerken Yılmaz bir yandan televizyondaki tartışmayı dinliyordu. Ekrandaki iki yorumcu ülkeye kara para giriş yollarına ve memleketin uyuşturucu rotası olduğunu konuşuyorlardı. Abi vallaha tanımam etmem herifi, bir iki dükkana gelmişliği var yalnızca, zil zurnaydı kapıma damladığında diye anlatıyordu olan biteni genç polislere Arif aşağıda o sırada. Apartmandakiler Arif’in diğer gün taşınacağını duyunca rahatlayarak pencereyi kapatmışlardı. Uzun boylu yabancı öfkesini yitirmiş kamerasındaki görüntüleri izletiyordu aracın kapısındaki genç polise. Telsizle olayı bildiriyordu genç polis arabadaki şüpheliyi dinlerken. Televizyondaki tartışma devam ediyordu o sırada. Perdeler çekilmişti çoktan. Gece ıpıssızdı yine bir süre sonra.