Şarap kadehi elinden düştü. Beyaz mermere sıçrayan şarap,kadının gizini ortaya çıkaracak kadar gürültülüydü. Kadın kocaman kahkaha attı. Gizlenecek o kadar büyük sır vardı ki. Kahkahası tüm yalanlarını örtecek kadar gürdü. Elinden sıçrayan kadehin tuz buz olmasını görmezden geldi.
Mermerin üzerine yerleştirilmiş ipek halı, sessizce bekleyen çocuğun masumiyetiydi. Bu gece uzun değil, sıradan bir geceydi. Kırmızı şarap mermerde ufacık dalgalanmalarla yer değiştiriyordu.
Kırmızı saçlı kadın, kahkahasından sıkılmış halde gözlerinden yaş gelircesine yalandan attığı kahkahadan sıkılmış olmalı ki, uzaklaştı.
Kapı kolu yavaşça açıldı, salondan gelen sohbet sesleri artık fısıltıya dönüşmüştü. Ipek hakının üzerine yerleşen maviş, gerindi. Bu gece huzursuzdu. Patisini yalamaya başladı. Misafirlerin gözü ev sahibesini arıyordu.
Şarabın izi çıkmayacaktı. Az önce sebepsiz atılan kahkahanın gizlediklerini bilenler, suç ortaklığının ağırlığını taşıyorlardı.
Kırmızı saçlı kadın, odasından yalınayak çıktı. Soğuk mermerde yavaş adımlarla yürümeye devam etti. Boş kadehini aynanın yanındaki sehpaya koydu. Salonun kapısını araladı ve kulakların pasını silmek istercesine kahkahayı bir kez daha attı.
Soğuk mermer üzerinde, mavişin patilerinden lekelenmiş ipek halının üzerinde kolların iki yana açtı. Bu gece uzamayacaktı.