Oh her yer pırıl pırıl, camlar tozsuz, taşlar cilalandı, son olarak şurayı da temizlersem, oh!
“Nasılsın?”
Elinde toz bezi boş masaları siliyordu Fatma Kadın. Duydu ama kendine söyleneceğini hiç düşünemedi. Berna, ısrarla sordu.
“Nasılsın?”
Kadın kafasını kaldırdı. Yabancı ülkede, dilini bilmediği bir cümleyi duymuş gibi dudakları okumaya çalıştı. Soru üç heceliydi.
“Na-sıl-sın?”
Evet, bildiği bir soruydu. Ancak uzun zamandır kimsenin kendisine sorulmayan, sorulsa bile gerçek cevap ile ilgilenmediği için midir, nedir bilinmez. Fatma Kadın, gözlerini ona dikmiş inatla cevap isteyen kadına sadece bildiği, onun da beklediği cevabı verdi
. “İyiyim abla. Sen?”
Kendi kendine tekrarladı soruyu. Gerçek cevabı öğrenmek istiyordu.
“Nasılım?”