Haftalar sonra dışarı çıktığım bu güzelim güneşli günde, tam karşımda düşünüp duran, kılı kıpırdamayan adam ne düşünür acaba? Düşündüğünün kime ne yararı vardır? Ciddi ciddi suratıma "Sen ne düşünebilirsin, ne halta yararsın?" der gibi bakışına sinir oldum. Şimdi sıralayacağım neler düşünebildiğimi sen de çatlar mısın, patlar mısın beni de ilgilendirmez be adam.
Ne yaparsan yap, uzaya uydu göndersen, tüm denizlerinin kıyılarını birbirine bağlayan asma köprüler yapsan da eğer bir kız kötü yola düşecekse, içinde kıpır kıpır ediyorsa, kelebekler döndüremezsin onu bu yollardan. Ha bir de kötü yola düştüğünde cama geçip kukumav kuşu gibi sevgilisini, yavuklusunu düşünmesi de neyin nesi acaba? Be hey adam, tamam geneleve gidersin, doğru mu ki bu yaptığın, bir de utanmadan soruyorsun "Buraya nasıl düştün?" diye.
AVM'ler doldu dünyaca meşhur yabancı mağazalarla, kim bekler sessiz gecelerini hiç düşündün mü? Namusun kirlenmesin, temiz kalsın ruhun diye intihar etsen morg bekçisi kirletir gül cemâlini. Var bu dünyada, hayal kurdurmaya hayali zengin adamlar tutturacak varlıklılar. Çünkü hayal çukurlarını cepleri kadar dolduramamışlardır.
Sen uğraşsan da didinsen de, affedersin poponu yırtsan da zayıf alırsın matematikten, ama oh olsun sana zayıf veren hoca da bütçesini hesaplayamadığından ay sonunu getiremez. Çıkmışsın böbür böbür "Boş vakitlerimde şunu yaparım, bunu yaparım" dersin kasım kasım. Dolu vaktin mi vardır ki boş vakitten dem vurursun? Kahvede televizyonda Aksaray otellerinde yangını gördüğünde "Yazık ulan bu nataşalara, cayır cayır yanacaklar, gençlermiş de daha ne çok yatağımızı ısıtırlardı." der gülersin. Hiç mi vebalin yok bu toplumsal yangınlarda?
Tam otuz yıl sonra çıksan buradan, özgürlüğü kutlamak için dünya seyahati mi, astral seyahat mi hayalin? Hangisi daha elzem? Ölmüşlerin ruhuna bir mevlüt okutmayı israf sayarsın ama, garsona bahşişi bol keseden vermeyi erkeklik sanırsın. Köprüye çıksan intihara havalı olsun, haberli olsun deyip trafikte yoğun saatleri tercih edersin.
Herkesi senin gibi olmaya, dünyayı yaşanılır bir küre olmaya gözlerinle davet edersin. Senin doğum günün bugün, kimbilir kim hangi coğrafyada intiharı seçmiştir bugün. Çocukların doğumu müjdelenirken, ölümü bekleyenler yas mendillerini hazırlamakla meşguldürler. Sen üzülme ama biri bile değilsin. Baksana tipten kaybediyorsun. Utanmadan hayat pahalı derken, günde yüz kişi ölüyor Covid-19'den. Düşündüğünü düşünüyorsun ama düşünecek akıl mı kalmış sen de!
Sevgiline mektup yazarsın maşallah, kompozisyon gibi. Bırak bu klasik işleri, mail at, mesaj at, kimsenin vakti yoktur uzun uzun okumaya. Çırptığın hayat yumurtamı ki trafiğe küfredersin, şoförün değil yolcunun güzel bacaklarına bakarak. Soruyorum biraz ayıp olacak ama affedersin "Sekiz milyar insanın boku nereye gidiyor?"
Yalnızlık bunalımında, bu bakışınla, eroin krizine girer, çırpına çırpına yürürsen kimseyi yanında bulamazsın. Sen ormanda oksijen banyosuna dalarken, bizlere de kalır mı dersin? Karşı manavın bir dişi altından kıçı gümüş kaplama, seninse teneke kadar değerin yok bit pazarında. Boşuna bir anlam vereceğim diye götünü yırtma, dünyanın nasıl döndüğüne, sana ne?
Haberlerde bıkmadın mı "Nerde bu millet, nerde bu devlet" diyenleri dinlemeye? Komşunun evine hırsız girse, senin evine polis girer maşallah. Küçük çelimsiz kız çöpten ekmek ararken, mahallenin sanatçısı çöplerden heykel yapar. Soruyorum, belki yeri ve zamanı değildir ama olsun, "Kırlangıçlar bizi özlediklerinden mi baharda dönerler? Kargalar da demans rahatsızlığı var mı? Sus pus oldun, bir cevap bulamadın, daha kolay sorun gelsin. 'Düzen mi düzülen mi düzeltecek bu canım dünyayı?' Yok yok, sen hala ayılamadın. Getir şu şişeyi de iki tek at. 'Ne olacak bu memleketin hali, Allah aşkına?'
Beni kimse tutamaz, geyikte üstüme yoktur. Söyle şurdan taze demlenmiş çayları. Bunu da demesem olmaz, gazete de Topkapı çöplüğünde başı kesik kızın, plastik atıkların arasında çırılçıplak bedeninin bulunduğu yazıyor. 'Hayat düşünmekle güzelleşir, düşünmekse insanları güzelleştirir' dersin, ama 'Dünyayı, hayatı bu hale kim sokuyor be abi?' 'Umutlarını ulaşılmaz bir başka bahara bırakırsan' 'Tüm insanların erişmek isteyecekleri bir hedefleri olur' 'Sen kazanırken, umuduna el değdirirken, bilinmez ki kim kaybeder?' 'Onların kayıplarından sana ders düşer mi?' şiiri de nerden geldi anlamadım.
Hazır yakalamışken ilhamı paçasından devam mı diyorsun; 'Sıradanlığa heyecan katarsan eğer,' 'Düşünmektense eyleme geçilmeli,' 'Kaf Dağı'nın arkasını görmek istersen?' 'Yola erken çıkana takıl' 'Belki saçma, belki tam yerinde' 'Taş gediğini bulduysa bizce ne ala'
Bu son dizelerde sana gelsin, sessiz kendini biri zanneden kibirli.