Bütün gün yorgun düştüm, uykuya üşüştüm, bir de ne göreyim, devrim ağlaya kalmış dizlerimde. Bütün hafta gülmeyi öğrendim Şirazi'den emanet bir gül'den.
Bütün ay, pankart gibi düşünmeyi, duvar yazısı gibi yaşlanmamayı öğrendim.
Bütün mevsim, ıslak imzalı bir mektup bekledim Devrim'den. Bir arkadaşımın Devrimi devletle aldatmasına içerledim. Bütün yıl, "Tarih alınır tarih satılır veresiyemiz yoktur!" diye para'lananları ayıplayıp kınadım. O malum Eylül'de gizli işşiz kaldığımızı birbirimize itiraf ettiğimizi hatırladım.
Bir ara yüzümüzü kızartıp Devrim'den borç bile istedik;halimize acıyıp, teoriyle idare edin deyip harçlık olarak bir haftalık pratik borç verdi.
Bir ömür Devrim benden önce ölür gözlerim açık, sözlerim âşık gider diyerek, yemedim yedirdim, içmedim içirdim, okumadım okuttum Devrim'i...
Şimdi ne yaptığımı sorarsanız, ömrümün Devrim'inin, Devrim'in ömrünün özetini çıkarmak için, kendime çırak duruyorum.
(Eski bir şiirimden çoğaltmalar)