Birbirleriyle dostluk ve iş ortaklığı kuran iki işsizin unlu mamuller yoluyla servet kazanma planı eksenden bir Western draması. 1800'lerde Amerika'nın batısına akın akın gidildiği dönemlerde geçen, yüksek prodüksiyon kalitesine sahip ve türün geleneksel temalarını altüst eden film sessiz, yavaş ilerleyen abartısız filmlerden hoşlananları üzmeyecektir. Görsel görünümü Frederick Remmington tarafından 19. yüzyılda Batı'daki kovboy, yerli ve askerler hakkında yapılan resimlerden esinlen film Jonathan Raymond'un "The Half-Life" adlı kitabına dayanıyor. - Bu topraklarda daha önce görmediğim bir şey görüyorum. Şimdiye kadar hemen hemen her yere yerleşildi. Ama burası hala yeni, burada kafa yorabileceğinden daha fazla isimsiz şey var!
- Bana yeni görünmüyor, eski görünüyor.
- Eğer bu şekilde bakarsan her şey eskidir.
FIRST COW (2019) Yönetmen: Kelly Reichardt Sinematografi: Christopher Blauvelt
Venezuelalı bir erkek ve Barselonalı bir kadından oluşan genç bir çiftin kariyerlerinde ilerlemek ve yeni bir hayata başlamak için onaylanmış vizeleriyle ABD'ne yola çıkmasıyla başlayan drama. Tatsız bir denetim sürecine ve psikolojik olarak yorucu ve hayatlarına dair müdahaleci ve dolayısıyla cevaplamaya çalışmanın acı verici hale geldiği bir sorgulamaya katlanmak zorunda kalan bir çiftin bir günlük hikayesi. Güvensizlik, gücün kötüye kullanılması, ırkçılık ve terörün bir baskı aracı olarak kullanılmasına dayanan Amerikan göçmenlik sisteminin bir eleştirisi olan film, gerçekçi olduğu kadar Kafkaesk anlatımıyla gerilimi iyi yansıtan kurgu, yönetmenlik ve başarılı oyunculuk performanslarına sahip.
- Evli misiniz?
- Hayır, biz ev arkadaşıyız.
- Ne? - Ev arkadaşı. -
Medeni Birliktelik.
- Evet.
UPON ENTRY (2022) Yönetmenler: Alejandro RojasJuan, Sebastián Vasquez Sinematografi: Juan Sebastián Vasquez
Yoksullukla çevrili çok da uzak olmayan distopik bir zamanda dört gencin bir kumarhane soygunu ile başlayan gerilim ve suç draması. Özellikle aksiyon sahnelerinin bir video oyunu hissi verecek şekilde başarılı olmasını sağlayan üst düzey sinematografisi, distopik karanlık havayı oldukça başarılı veren set tasarımları ve oyunculuk performanslarıyla ön plana çıkıyor. 2020 yılında Berlin Uluslararası Film Festivali'nde, Berlinale Özel bölümünde gösterilen ilk Kore filmi, durmak bilmeyen bir gerilim içindeki olay örgüsü ile aksiyon filmi sevenleri üzmeyecektir.
- Korkutmak için bu kadar silah kullanıyorsanız büyük bir şey planlamış olmalısınız. Beni ilgilendirmez ama sorun olmasın?
- Endişelenme, sadece yasaları büküyoruz.
- Yasaların dışında kalan dünya daha acımasızdır.
TIME TO HUNT (2020 Orijinal Adı: Sanyangeui Sigan Yönetmen: Yoon Sunghyun Sinematografi: Lim Won-geun
Katil zanlısının ilk duruşmasına katılan ve öldürülen genç kıza benzeyen bir foto model ekseninden psikolojik gerilim filmi. Sürükleyici olduğu kadar rahatsız edici bir tema ve karakter çalışmasına sahip olan film, derin ve karanlık ağ (deep web, dark web) gibi modern teknolojinin tehlikelerinin gerçekçi bir tasviri. Uzun çekimlerin, soğuk ve sıcak renklerin ve ışığın ustaca kullanımı, hikayenin ürkütücü atmosferini mükemmel yakalayan sinematografisi ile başrol oyuncularının karmaşık karakterlerini akıldan çıkmayacak bir gerçeklikle hayat veren olağanüstü performanslarının sergilendiği yılın en iyilerinden bir film. "Sanığın suçunu tüm mâkul şüphelerin ötesinde kanıtlamak suçların işlendiğini ve bunları işleyen kişinin kim olduğunu kanıtlamak, Kraliyet'in görevidir. Buradaki herkesi bu duruşmadaki delillerin, son derece müstehcen ve vahşi doğası nedeniyle, istisnai olduğu konusunda uyarmalıyım."
RED ROOMS (2023) Orijinal Adı: Les chambres rouges Yönetmen: Pascal Plante Sinematografi: Vincent Biron
Soğuk savaşın hüküm sürdüğü zamanlarda kariyerinin sonuna gelmiş bir İngiliz casusunun ekseninden gerilimin eksik olmadığı drama. Alengirli casus ekipmanları, smokinler, ihtişam ve eğlencenin olmadığı ve sadece tek bir kadının oynadığı, gelmiş geçmiş en iyi casus romanlarından birinin uyarlaması olan film aynı zamanda Richard Burton'ın en iyi performanslarından birini de barındırıyor. Berlin Duvarı inşa edilirken orada İngiliz istihbaratı için çalışan romanın yazarı John le Carré ayrıca film setinde bulunan senaristlerden biriydi.
- Piyango mu vurdu sana? Her zamankinin aksine yarım yerine bir şişe viski almışsın ve pijamalarını nehre atmışsın. - Çantamda bir çift daha var. Çikolata kahvesi üzerine beyaz çizgili. Pasta gibi. Ayrıca hapishane kokmuyor.
THE SPY WHO CAME IN FROM THE COLD (1965) Yönetmen: Martin Ritt Sinematografi: Oswald Morris