Kitap/Düşün/Sanat/ Sayfa Editörü: Erinç BÜYÜKAŞIK

DEĞİŞEN İKLİM VE KÜLTÜREL İRADE /NURAY GÖK AKSAMAZ

“Küresel salgın” ve “iklim değişimiyle küresel mücadele” gibi gündemler, küreselleşme sürecini çokuluslu ağlarının somutlaşan etkileriyle ve insanlığın ödemekte olduğu küresel bedel ile duyurmayı sürdürmektedir. Günümüz gelişmeleri, güdümlü teknolojinin dünyayı yeniden yapılandırmada daha kapsamlı biçimde belirleyici olacağını ve insanın tamamen teknolojinin kontrolü altına alınması sonucunda nesnel gerçeklikle bağın kopabileceğini göstermektedir. Küreselleşme sürecinde çokuluslu şirketlerin oynadığı önemli rol ile dünyadaki ekonomik ilişkilerin ve sistemin farklılaşmasına dayalı olarak yalnızca insanın yaşam alanı ve üretim biçimi değil, makineler ve sistemle bütünleştirilerek (entegre edilerek) kimliği, doğası ve değerleri değiştirilmektedir.

Devamını Okuyun
3 dakika okundu

İMGENİN İMKANSIZLIĞI/Havva AĞRAL

Sinema soyut bir sanat, insan zihninin, kendi soyutladığı aklının bir türev olarak sanatı bulması serüveninde bir yerde. Zaman, imge, anlam ve daha pek çok bileşkeni ile oluşturduğu ilişkide sinema, kendi soyut yolunda, yine insan karmaşasına dair söz söylemeye, anlam ifade etmeye uğraşıyor. Bunun bir mükemmel için mi yapar? Bunu anlamda daha derinleşmek için mi yapar? Yönetmenin ve kendi kafasındaki senaryonun içeriğine göre değişen cevaplar almamız olasıdır. A

Devamını Okuyun
1 dakika okundu

TEKİNSİZLİĞİN SANATTA VE FELSEFEDE GÖRÜNÜR HALİ/Havva AĞRAL

Aslında sanatta güzel olanın da, tekinsiz olanın da manipüle ve sorunsallık atfeden sınırlarda gidip geldiğini düşünebiliriz. Böyle bir düşünce, iddia etmek gibi bir başka sorunsallığını öteler. Günümüzde eleştirel düşüncenin daha fazla taraftar bulması ile edebi karakterlerin de görünürlük kazanması arasında organik bir bağ vardır. Eleştiriler de kendi içinde, bölümlere ayrılıyor. T

Devamını Okuyun
2 dakika okundu

“Kimliksizleşme” ve “Kültürsüzleşme”nin Eşiğinde İnsan ve Sanat*/Erinç Büyükaşık

Yazımızın ana başlığı olan ve günümüz dünyasının kapitalizm merkezli değerler dizgesi sonucu yaşanan kültürsüzleşme olgusu, aslında başka bir adıyla kimliksizleşmenin zorunlu sonucu olarak, bugünün insanına yeni bir varoluş alanı sunmaktadır. Özellikle sanatın ve yaratıcılık alanlarının sistem içi değerlerle kuşandığı, amaçsız, öğretisiz ve ruhsuz kılındığı bugünün dünyasında, felsefe yeni bir yok oluş felsefesidir. Kapitalizmin tüketim eksenli öğretisinin kuşkusuz sanatın “işlevsiz”, “avangart”,“postmodern” bir yönelim içinde bulunmasıyla çelişki içinde olduğunu varsaysak da temelde bu işlevsizlik aslında kapitalizmin yeni bir dönüştürme görevine aracılık etmektedir. Aydının, yazarın, gazetelerin köşelerini dolduran birçok kalemin sistemin “yeniden” üretilmesine dolayımlı bir yardımı, kalabalığın sorunları toplumsal gündemi dışlayarak ortaya koydukları kolaylıkla fark edilebilir.

Devamını Okuyun
3 dakika okundu