Kitap/Düşün/Sanat/ Sayfa Editörü: Erinç BÜYÜKAŞIK

Bir Ruhun Hikâyesi: “Dorian Gray’in Portresi”/Enver KARAHAN

Oscar Wilde bu eserinde; iyilikle kötülüğün, güzellikle çirkinliğin, yaşamla ölümün, ayrımını belirtiyor; kendine hayran, gençliğe, ölümsüzlüğe, güzelliğe düşkün bir adamın narsist duygularının girdabında savruluşunu ve kaçınılmaz yaşlılık ile ölümün kollarına nasıl teslim olduğunu anlatıyor. Bir genç adamın büyümesini, eğitimini, gelişimini, kendini ve inançlarını keşfetmesini işleyen Dorian Gray’in Portresi için Oscar Wilde, ‘Bir ruhun hikâyesi’ demiştir.

Devamını Okuyun
2 dakika okundu

Çarpıcı, Düşündürücü; Yorucu ve Bıktırıcı Bir Roman: Malina/Selman BÜYÜKAŞIK

“İlk kez 1971’de yayımlanmıştı Malina, çıkışının hemen ardından birkaç baskı yaptı, kısa zamanda çoksatar listelerine yerleşti. (…) 1980’den sonraki yıllar ise yeni bir gelişmeyi başlattı. (…) Bu gelişme günümüzde, Malina’nın, yüzyılımız Avrupa romanının en önemli ürünlerinden biri sayılmasıyla noktalanmış bulunuyor. Malina, bu yeni niteliğiyle artık salt Avusturya yazınının değil, dünya yazınının bir yapıtıdır. Tıpkı Ingeborg Bachmann’ın salt Avusturyalı bir ozan ve yazar olma niteliğini çoktangeride bırakmış oluşu gibi. (…) Malina, çıkışından günümüze değin zaman zaman çok yoğun tartışmalara konu oldu.

Devamını Okuyun
2 dakika okundu

RALF ROTHMANN’DAN SARSICI BİR ROMAN: SÜT VE KÖMÜR/Selman Büyükaşık

1953, Schleswig doğumlu Ralf Rothmann’ın gençliği, romanlarının bir kısmına mekân olarak aldığı Ruhr havzasında geçmiş. Ticaret lisesindeki öğrenimini yarım bırakıp duvarcı ustası olarak uzunyıllar çalışmış. Ayrıca matbaacılık, hasta bakıcılık ve aşçılık da yapmış. 1976’dan beri Berlin’de yaşayan Rothmann’a, kendi iş yaşamı zengin malzeme, izlenim ve gözlem olanağı sunmuş. Bunu bu yapıtında da yarattığı karakterlerin aile yaşamından, işçi mahallelerindeki yaşamlardan sezebiliyoruz. Hatta yazarın kendi özel yaşamından izler taşıdığını da.

Devamını Okuyun
3 dakika okundu

İran Coğrafyasından Lirik Bir Usta: Amir Hushang Ebtehaj/ Solma Far*

Bir önceki neslin şiirlerinden hayatta kalan son kişi (Hooshang Ebtehaj)'ın gölgesi gitti. Ne yazık! Yaklaşık dört yıl önce Pir Parnian Andish'in kitabını okuduğumda gölge karakterinden daha çok etkilendim. (Bu kitap Milad Azimi, Atefe Tiye ve Saye'nin ön sözüyle doksanlı yıllarda yayımlanan kitabıdır.)

Devamını Okuyun
2 dakika okundu

FAHRENHEİT 451 ROMANI ÜZERİNE BİRAZ AYKIRI İRDELEMELER/Selman BÜYÜKAŞIK

Önsöz: İlk baskısı 1953 yılında yapılmış bir dispotik bilimkurgu (sciencefiction) romanı. Elimdeki kopya İthaki Yayınları’nda 25. baskı. Sinemaya da farklı zamanlarda iki kez uyarlandı. Yazarı Ray Bradbury (1920-2012) de ABD’de çok gözde bir yazarmış zamanında. Stephen King ve Neil Gaiman gibi ustalar ondan esinlenmiş. Yani fantezi, korku ve bilimkurgu edebiyatına damgasını vurmuş bir yazar. Mars Yıllıkları, Resim Adam ve Sonbahar Ülkesi gibi unutulmaz yapıtlar bırakan bir yazar.”Uygarlığa yön veren toplumsal meseleler ile modern insanın bireysel sorunlarını bir arada işleyebilmesi ve insanın ruhunu donduran öyküleri eşsiz bir sıcaklıkla kaleme alması Bradbury’nin en önemli özelliği oldu.” Kitabın başındaki bu değerlendirme konusunda, başka yapıtlarını okumadığım için itiraz edemem.

Devamını Okuyun
2 dakika okundu

Gonçarov’dan Oblomov Okumaları/Mine Kiriş

Rus edebiyatının önemli isimlerinden olan Gonçarov, Oblomov eseriyle hem toplumsal hem psikolojik bakımdan bir eser ortaya koymuştur. Toprak yönünden köleliğin kaybolduğu Rusya’da Oblomov yeni düzene alışamamıştır. O, geleneğine bağlı bir karakterdir. Ancak bir gün refah yönünden rahat yaşamını bırakıp Petersburg’a gider. Eski düzen ile yeni düzen arasında sıkışan Oblomov’un akabinde ruhunda oluşan psikolojik temelli buhranlarla kendi bedeni bile ona yük gelmeye başlar.

Devamını Okuyun
1 dakika okundu

Yazar – Metin Çözümlemesi Işığında Kafka ve Prag – Erinç BÜYÜKAŞIK

20. yüzyılın elbette en büyük roman ustalarından biri sayılan Kafka, yazdıkları kadar yazdıklarının yaşamıyla oluşturduğu ilintiler açısından da önemli bir isim olagelmiştir. Praglı yazarın kentle kurduğu bağın ve yaşadığı sokak, okuduğu okul, baba figürü ve içindeki öfkeyle içkin olan anlatı dilinin kaçınılmaz sonucu olarak Dava, Dönüşüm, Amerika gibi temel yapıtlarında yazar-anlatıcı bağı okur adına daha da önemli hale gelmiştir.

Devamını Okuyun
2 dakika okundu