Yazının Tanıklığı/Tanıklığın Yazıları  

Kapı/ Meral Kutluğ İLSEVER

1 dakika okundu

Gözlerini açtı. Hiçbir şey göremiyor gibiydi; elleriyle ovuşturdu, göz kapakları sarkık ve buruşuktu. Hava henüz aydınlanmamıştı. Başucundaki komodinin üzerinde, ilaç kutularının yanında duran, kalın camlı gözlüğü taktı. Zorlukla doğrulup bacaklarını aşağıya sarkıttı. Ayakları iri ve sıskaydı. Parmakları uzun ve çirkin görünüyordu.

Devamını Okuyun  

Suya Gazel/Erinç BÜYÜKAŞIK

4 dakika okundu

Arif'le akşamın kör saatlerinde kasabanın sahil şeridinde dolanıyorduk. Okulu asmıştık. Gömleklerimizi pantolonlarımızın dışına atmış, ceketlerimizi, kravatlarımızı eprimiş, ahı gitmiş vahı kalmış sırt çantalarımızın içine tıkıştırmıştık. Kayalıkların dibinde oturup demlenecektik. “Balık tutalım,” demişti.

Devamını Okuyun  

KURŞUNUN ÖLÜMÜ/Sezai SARIOĞLU

1 dakika okundu

Kalkınca ilk işi duşa girmek oldu. Suyla oynaşırken bedeniyle yeniden tanışmayı severdi. Su görünür kılardı her şeyi. Bedenindeki fark etmediği şeyler dikkatini çekti. Onlarla tanışmak için suya tuttu. Endam aynasında ıslak bedenine iyice baktı. Hep öyle yapardı. Her sabah bedeniyle yeniden tanışıp vedalaşır sonra da dünyayı değiştirmek için sokaklara koşardı.

Devamını Okuyun  

Akşamın Alacası/Erinç BÜYÜKAŞIK

2 dakika okundu

Çağrışımlar, inkarlar, hezeyanlar ve çığlıklar; arada mutlu çocukluk yanılsaması. Coğrafyanın yazgısı dediğim o vazgeçilmez suskunluğum. İnsan ana diliyle ağlamalı, hatta kahkaha atarken tanıdık sesler çıkmalı ağzından. Sürgündeki yazarın kendi dilinin sözcüklerinde çocuksu bir gezintiye benzerdi tanış sözcükleri aramak. Yine kalabalıklar geziniyor rüyamda.

Devamını Okuyun  

NASILSIN?/Özlem TÜM

1 dakika okundu

Oh her yer pırıl pırıl, camlar tozsuz, taşlar cilalandı, son olarak şurayı da temizlersem, oh! “Nasılsın?”

Devamını Okuyun  

Temiz, tertemiz/Münire ÖZGENCAN

1 dakika okundu

Aylardan Şubat. Günlerden pazartesi. Herhangi bir gün yine. “Mavi gömleğimi bulamıyorum.” “Kirlide, daha yıkamadım.” “Offf! Onu giyecektim. Neyse.” “Bugün kadın gelecek, yıkar”

Devamını Okuyun  

İstasyon/Gülru ÖZTUNÇ

2 dakika okundu

Çok uzak değil, diyordu Yusuf. Çok değil.. Tez dönerim. Zehra’nın gözleri her sefer daha çok yeşile keserdi. Daha bir hırsla atılırdı Yusuf’un sarışın koynuna. Adını fısıldardı çığlık çığlığa, sessiz. Yusuf... Yusufum...

Devamını Okuyun  

Sayısız/Özlem TÜM

1 dakika okundu

Sayısız gidişlerin ardından ufacık kalmıştı. Köyün saç örgülü saçı olan Remziye. Her gidenin ardından adeta küçülüyordu. Bir gece rüyasında “ ARTIK GİDEN OLMAYACAK” dediler. Kimdi, ses kime aitti. Uyandığı zaman saymaya başladı.

Devamını Okuyun  

Yakılan Temmuz Kuşları/Evrim AKDAĞ

1 dakika okundu

Züleyha, yanağındaki iri et benini çekiştirdi kapı aralığından babasını izlerken. Bir de baktı ki babasının elinde mor, turuncu, kırmızı ateş topları var. Ateşbaz kıvraklığıyla yukarı hoplatıp hoplatıp tutuyor. Baba sanki bir oyunun provasını yapıyor. Mor, turuncu, kırmızı ateş toplarını yakalarken yüzüne zerre acı değmiyor. Züleyha son günlerde geceleri ateş çeviren adama şaşarak bakıyor. ‘ Yanıcaz baba yanıcaz, nedir bu çevirip duruyon elinde. ‘

Devamını Okuyun  

Ruh Tutulması/Erinç BÜYÜKAŞIK

2 dakika okundu

Bu gece kanlı ay tutulması var. Hepimiz kampın tepesinde kayalıklar üzerinde bir köşeye geçip bekliyoruz dağın ardından ayın doğmasını. Kıçımız hiç de rahata değil kayalıkların üzerinde. Kıçımız rahat olsaydı belki de kaçıp gelmezlik buraya. Hepimiz boktan bir kaçış derdindeyiz. Bir süre unutmak isteği bizimkisi.

Devamını Okuyun  

Göçebe/Mine KİRİŞ

1 dakika okundu

Tüm yaşanmışlıklarını geride bırakıp üç beş parça eşyasıyla yaşadığı izbe yerden bambaşka bir şehre gelmişti Saye. İsminin anlamı gibi amacı sadece ruhunun derinlerindeki gölgeden kurtulmaktı. Yeni insanlar, yeni bir şehir kozmopolit, karmaşık yapısıyla İstanbul onu ürkütse de korkularıyla yüzleşecekti. Cebindeki üç kuruşla kiraladığı yaşamını sürdürebilecek vaziyette gecekondudan hallice olan odaya yerleşti

Devamını Okuyun  

Kırmızı Saç/Özlem TÜM

1 dakika okundu

Şarap kadehi elinden düştü. Beyaz mermere sıçrayan şarap,kadının gizini ortaya çıkaracak kadar gürültülüydü. Kadın kocaman kahkaha attı. Gizlenecek o kadar büyük sır vardı ki. Kahkahası tüm yalanlarını örtecek kadar gürdü. Elinden sıçrayan kadehin tuz buz olmasını görmezden geldi.

Devamını Okuyun