Kitap/Düşün/Sanat/ Sayfa Editörü: Erinç BÜYÜKAŞIK

İNCİ ARAL'IN AĞDA ZAMANI ÜSTÜNE/Münire ÖZGENCAN

İNCİ ARAL, bu ilk kitabında kadınlık hallerini, toplumun farklı kesimlerinden kadınların öykülerini, kadın-erkek ilişkilerini, kadının üstlendiği rolleri, kadınların acılarını, hüzünlerini, umutlarını, düş kırıklıklarını, toplumun kadına bakışını, sade, akıcı ama güçlü bir dille anlatmaktadır.

Devamını Okuyun
1 dakika okundu

Aleni Günahkar Auteur Fellini’nin Suretiyle Sinema Perdesinde İtalyan Yeni Gerçekçiliğinden Ayrılma /Erdem OCAK

La Dolce Vita, “Yeni Gerçekçilik” akımının başlangıç filmi sayılan Roberto Rosselını’nin yönettiği Roma Açık Şehir filminin bir tezatıdır. Fellini’nin hayatının dönüm noktasıdır. Fellini’nin yeni gerçekçilikten uzaklaşarak, kendi tarzını, üslubunu oluşturduğu görülür.

Devamını Okuyun
1 dakika okundu

Kasım’ın Dünyaya, Dünyanın Kasım’a Görünüşü İzinde Sema Aslan’ın Romanını Okuma Denemesi /Erinç Büyükaşık

Bir romanın izinde okur yolculuğu çoğu kez kahramanın seslerini, metnin izleğini, romanın çatısını doğru kavramakla değerli olmuştur. Sema Aslan’ın “Dünyanın Kasım’a Görünüşü” tam da bu anlamda Cengiz’in izinde Nurcan’ın, Kasım’ın serzenişleri, yakarışları ve direnci anlamında bir yıl öyküsü olarak okunabilecek bir metin temelde.

Devamını Okuyun
1 dakika okundu

NURİ BİLGE CEYLANIN EN ÇOK DİYALOGLU FİLMİ “KIŞ UYKUSU”/Münire ÖZGENCAN

Filmlerini ilgiyle, severek izlediğim Nuri Bilge Ceylanın “Kış uykusu” filminden bahsedeceğim. Bilindiği üzere “ Kış Uykusu” filmi Nuri Bilge Ceylan’a Altın Palmiye ödülünü kazandırdı. Nuri Bilge Ceylan filmlerini sevenler ve izlemek isteyenler için öncelikle filmin üç buçuk saat olduğunu hatırlatmak isterim.

Devamını Okuyun
1 dakika okundu

12 Eylül ve Darbe Anlatısı Olarak İki Roman: Mine Söğüt'ün "Şahbaz’ın Harikulade Yılı 1979″ ve Bilge Karasu'nun "Gece"si /Erinç Büyükaşık

Türk edebiyatında darbe kavramsal olarak politik sonuçları kadar politik olanın bireyin iç dünyasında yarattığı gel gitlerle karşımıza çıkagelmiştir. Yazımızın belirleyeni olarak gösterebileceğimiz iki metin (Mine Söğüt’ün Şahbaz’ın Harikulade Yılı 1979 ve Bilge Karasu’nun Gece’si) her ne kadar darbe öncesi ve sonrasının toplumsal şiddet olgusunu yansıtıyor olmakla birlikte ne derece darbe romanları sayılabilir kuşkuludur. Öncelikle iki metin de kara metin sayılabilecek kimi özellikler taşıyor olsa da post yapısalcı roman veya anlatının ?nasıl? anlatmalı noktasında birçok yazınsal tartışmasını da beraberinde getirmişlerdir..

Devamını Okuyun
3 dakika okundu

Edebiyatın Kurmaca Evreninde/Erinç BÜYÜKAŞIK

“Bu ayrı dil, korkuyla, yalnızlıkla, doymamışlıkla, başkaldırmayla yüklüdür.” Bilge Karasu, “Öteki Metinler” Modern toplumun son iki yüzyıllık serüveninde hayatın iki yüzü kadar sanatın da hem toplumsal gelişmelerin ışığında hem de bireyin varoluş arayışları adına farklı yönelimleri, eğilimleri söz konusu olmuştur. “Toplum için mi”, “Sanat için mi” ikilemiyle aslında çoğu kez araçsallaşan sanat uğraşısı eylem haliyle zaten yaşamın içinden doğan, yansıyan bir boyuta sahiptir.

Devamını Okuyun
2 dakika okundu

Yaz Düşleri, Düş Kışları/Münire ÖZGENCAN

Kitapevinin raflarındaki kitaplara göz gezdirirken parmağım bir kitabın üzerinde durdu:YAZ DÜŞLERİ DÜŞ KIŞLARI. Kitabın ismi ve kapak tasarımı insanı yüreğinden sarıp sarmalıyor. Bence sırf bu bile kitabı okumak için yeterli bir neden. YAZ DÜŞLERİ DÜŞ KIŞLARI Tomris Uyar’ın beşinci öykü kitabı.

Devamını Okuyun
1 dakika okundu

Bir Kırmızı Başlıklı Kız’ın “Esir Sözler Kuyusu”na Düşmeden Serpilip Büyümesine Tanıklık Etmek/ Özge AYKAÇ

Öykülerden oluşan kitaplardan bazıları kuyudur. Biz oradan kovamıza doldurduklarımızla bahçemizi sularız okur olarak. Bazı kuyuların derinliği karşısında onun nasıl inşa edildiği hayreti ve merakı sarar beni. Esir sözlerden oluşturduğu kuyusunu Sema Kaygusuz’un kız çocuğundan genç kadına geçiş evresi ve cümlelerini harç yapıp yoğurarak inşa ettiği besbelli. Bu malzeme, öykülerden evvel kitapta yer verilen ve yazarın yazma niyeti ve sebeplerini ortaya koyduğu “İlksöz” bölümü okunmasa da öykülerde rahatlıkla görülebilir.

Devamını Okuyun
2 dakika okundu

YOLUN VE YOLCULUĞUN İZİNDE “EV”İ KEŞİF/BİR NERMİN YILDIRIM ROMANINA BAKIŞ DENEMESİ /Erinç BÜYÜKAŞIK

“Hepimize sıcak bir ev gerek” diye yorumluyor kitabı “ev” üzerine söyleşisinde Nermin Yıldırım. Ev kavramının, yurtsuzluk, aidiyet, geçmişiyle yüzleşirken yaşanan tüm ikircikli ruh hallerinin ve elbette yabana atılamaz travlamaların izinde yürüyen yazarın bu romanında Portekiz’den İspanya’ya dek günlerce yürüyen yazarın kahramanı için bir iç hesaplaşması oldukça sahici bir anlatı evreniyle ve usta işi bir dil lezzetiyle okuyucuna ulaşıyor.

Devamını Okuyun
1 dakika okundu