Kitap/Düşün/Sanat/ Sayfa Editörü: Erinç BÜYÜKAŞIK

Bir Sinema Şiir buluşması ‘Rüzgar Bizi Sürükleyecek’ – Erinç Büyükaşık

‘Arkadaşımın Evi Nerede?’, ‘Ve Yaşam Sürüyor’, ‘Zeytin Ağaçları Altında’, ‘Ten-On’, ‘Kirazın Tadı’, 'Rüzgar Bizi Götürecek’ gibi filmlerinde yaşamın değeri, varoluş, yaşam ve ritüeller, şiir ve doğa bağlamın fotografik, metaforik bir anlatım diliyle sunulmuştur. Sinema İran’ın kapalı toplum modeline inat dünyaya açılan bir pencere görevini üstlenirken sözünü ettiğimiz bu metaforik öğe şiirle sinemanın uzlaşması olarak da düşünülebilir. ‘Rüzgar Bizi Götürecek’de dolambaçlı yolda köyün doktoruyla scooterla yapılan yolculukta yaşam ve evren sorgulaması Ömer Hayyam'ın dizeleriyle yansıtılır. Yol boyunca şu dizeler duyulacaktır bu dolambaçlı yolda.

Devamını Okuyun
2 dakika okundu

Gonçarov’dan Oblomov Okumaları/Mine Kiriş

Rus edebiyatının önemli isimlerinden olan Gonçarov, Oblomov eseriyle hem toplumsal hem psikolojik bakımdan bir eser ortaya koymuştur. Toprak yönünden köleliğin kaybolduğu Rusya’da Oblomov yeni düzene alışamamıştır. O, geleneğine bağlı bir karakterdir. Ancak bir gün refah yönünden rahat yaşamını bırakıp Petersburg’a gider. Eski düzen ile yeni düzen arasında sıkışan Oblomov’un akabinde ruhunda oluşan psikolojik temelli buhranlarla kendi bedeni bile ona yük gelmeye başlar.

Devamını Okuyun
1 dakika okundu

Sadri Ertem’in ‘Bir Varmış Bir Yokmuş’una Editoryal Bir Değerlendirme/Erinç Büyükaşık

İnci Enginün’ün ifadesiyle Sadri Ertem metinlerinde yeni kurulan bir devlette yeni ortaya çıkan sınıfları savunmaya çalışırken, son derece mekanik ve şematik bir şekilde sömüren/sömürülen işveren-ağa/köylü-isçi ilişkisinin aktarıldığı dile getirilmiştir (Enginün, 2006: 285). Marksist öğretiden yola çıkarak bir anlamda öykülerini, söz konusu sınıflar arasındaki mücadelenin aracı sayan yazarın burjuvanın, ağanın, yabancı sermayedarın karşısına proletaryayı, geniş halk kitlelerini koyduğu kolaylıkla dile getirilebilir.

Devamını Okuyun
2 dakika okundu

Bir Pencere: Yaşam ile Ölüm Arasında/Ekrem BAŞOĞLU

Yaşayışı, kaleme alışı bir karşı koyuş olan Vüsat Bener’in son öykü kitabı Kapan’da ölüm gerçekliğinden kaçışı yaşam eliyle gerçekleştirdiğini görüyoruz. Yaşamayı tercih edilen değil, ölümü tercih edilmeyen olarak gösteriyor bize. Seçki Palto adlı öyküyle başlıyor. Edebiyatın cilvesindendir ki öykü şu girizgâh ile başlıyor.

Devamını Okuyun
1 dakika okundu

Sabahattin Ali'nin İçimizdeki Şeytan'a Dair Okumalar/Mine KİRİŞ

İçimizdeki şeytan nedir? Şeytan ve nefs kavramları çoğu kez görece ve öznel değerlendirmelerle dile gelmiştir. Sabahattin Ali'nin bu romanında da bu kavramsal hesaplaşma yazarca yansımaktadır.

Devamını Okuyun
1 dakika okundu

"Genel Ahlak ve Kadınlık Algısı Bağlamında" Fosforlu Cevriye Okumaları/Mine KİRİŞ

Toplumcu gerçekçilik, Fransızca’daki “realisme socialiste” terimi sosyalist realizm olarak çevrilmektedir. Kolektivizm, yoktan var edilmiş bir akım değildir.Toplumcu gerçekçilik, akımında sanatın toplum açısından işlevsel olması gerektiği düşünülür. Toplumcu edebiyat ile toplumsal edebiyat arasında bariz farklar vardır. Toplumcu edebiyat Marksizm’i katı şekilde benimseyen Marksist bir edebiyat olup toplumsal edebiyat ise Marksist değil toplumsal sorunlara yönelen kısmi Marksist bir edebiyattır. Kültür ve sanatın eşdeğerliği bağlamında Suat Derviş'in bu metni bugünün kadınlık algısı ve kimi 'genel ahlak' bağlamlı tartışmalara da yol gösterici olabileceği aşikardır.

Devamını Okuyun
1 dakika okundu

Haziran/Filiz Özdemir

18 Mayıs 2009 Haziran'a günler kala, ilk yazın gün doğumunda, bir mayıs sabahında. Halk insanı, bilim insanı Cumhuriyetin kuruluş felsefesine ve Atatürk devrimlerine koşulsuz inanan Sevgili Türkan Saylan Hocamıza veda ettik.

Devamını Okuyun
1 dakika okundu

Yazar – Metin Çözümlemesi Işığında Kafka ve Prag – Erinç BÜYÜKAŞIK

20. yüzyılın elbette en büyük roman ustalarından biri sayılan Kafka, yazdıkları kadar yazdıklarının yaşamıyla oluşturduğu ilintiler açısından da önemli bir isim olagelmiştir. Praglı yazarın kentle kurduğu bağın ve yaşadığı sokak, okuduğu okul, baba figürü ve içindeki öfkeyle içkin olan anlatı dilinin kaçınılmaz sonucu olarak Dava, Dönüşüm, Amerika gibi temel yapıtlarında yazar-anlatıcı bağı okur adına daha da önemli hale gelmiştir.

Devamını Okuyun
2 dakika okundu

İhsan Oktay Anar Puslu Kıtalar Atlası Roman İncelemesi/Mine KİRİŞ

İtalya’da başlayıp Avrupa’ya yayılan edebiyat bilimin gelişmesiyle akla duyulan sonsuz güven sonucunda bir insan için bir kişi tarafından belirlenen insanın kaderi Tanrısal güçten alınmış bireylerin eline bırakılmıştır. Modernleşme süreci tüm hızıyla devam ederken hali hazırda bazı toplumlar hala modernleşme sürecini bulmaya çalışırken yaşanan değişimle modernizmin kendi varlığını yeniden keşfetmeye çalıştığı postmodernizm süreci devam etmektedir

Devamını Okuyun
2 dakika okundu

Bir Serzeniş ve Haykırış Olarak Sait Faik, Ahmet Büke, Cemil Kavukçu’nun İzinden Öykü’yü Okumak/ Erinç BÜYÜKAŞIK

Öykünün penceresinden bakalım bu yolculuğa çıkarken. Biraz soluklanalım öncesinde. Romanın o çok katmanlı ve uzun erimli yolculuğunda çok da kısa sürmeyecek bu yolculuk aslında. Belki yaratılan atmosferin içinde sınırlarımızı bilerek uzun yolculuğumuzu özetlemek de mümkün olacak.Çevremizde uzun uzadıya insan kalabalıkları yok. Betimlemeler yerli yerinde, çatışma ustalık isteyen  kıvrak bir anlatımla şekillenmiş. Yüzyılların öykü anlatıcılığının dilsel doğallığı sinmiş metne. Çok anlatmaya gerek yok, yerinde anlatabilmek işin becerisi. Uzun uzadıya betimlemeler, ağdalı sözcükler gereksiz bir sis perdesi okur için.Bir tanıma danışmalı önce. TDK sözlüğü diyor ki öykü “Gerçek ya da tasarlanmış olayları anlatan düzyazı türü”dür. Kurmacanın izinde dolaşan öykü yazarı için zihin ayıklanması gereken olaylar çöplüğü o halde. Anlatmak değil sadece öykü, olaylar torbasından bir iki olayı yan yana getirmek değil. Bir o kadar yaşamsal bir dışavurum üstelik. Yaşamın kırılmalarla akıtılmasıdır metne.

Devamını Okuyun
1 dakika okundu

Bir Kültürel Mirasın İzinde Arkaik Latin Amerika Uygarlığını Okuma Denemesi/Erinç Büyükaşık

Olmekler, bilinen en eski Mezoamerikan uygarlığı. Bugünün Meksika'sında belki kültürel genetiğin de işaretlerini veren bir dizi ikonografik yapıtla, usta taş işçiliğiyle ladin ağaçlarının arasından kurulmuş bu uygarlık Soconusco''daki ilerici bir gelişmenin ardından, günümüz Meksika eyaletleri Veracruz ve Tabasco'nun tropikal ovalarını işgal edişiyle ortaya çıktılar. Jaguar krallığı olarak adlandırılan ve geçimini verimli tarım arazilerinde yetiştirdikleri mısır, fasülye ve kabağın ve bir dizi doğa kültünün yüceleştirilmesi ve kutsallaştırılmasıyla çok daha somut hale gelen bu uygarlık Maya ve İnka'ların kültürel mirasında da vazgeçilmez bir yer üstlenmiş.

Devamını Okuyun
1 dakika okundu

RESİMLERİNİN ÖNÜNDEKİ RESSSAM FRİDA KAHLO /Belgin BIYIKOĞLU

Frida Kahlo’nun resimlerini yorumlayan bir yazı yazmam istediğinde hem çok mutlu oldum hem de telaşlandım. Frida ‘yı o ünlü ressamı; eserlerini, yaşamını biliyordum tabii ki, üstelik Frida filmini de yakın zamanda izlemiştim ama bu kadarı yazıyı yazmam için yeterli değildi, araştırmalar yapmam gerekiyordu. Araştırdıkça Frida Kahlo’nun yaşam azmine de resimlerine de olan hayranlığım daha da arttı.

Devamını Okuyun
3 dakika okundu