İçim sıkıntılı bir şekilde, kızıma ve arkadaşlarına sımsıkı sarılıp oradan ayrılmıştım. Ayrılırken 'gözüm arkada kaldı' derler ya. Gözüm arkadaydı, gözlerimden denizler akarken. (...)
Devamını OkuyunYerinden kımıldayamıyordu. Aklı eşinde kalmıştı, ona birkaç kez seslendi, ama cevap alamadı. Zaten bu sallantıda duyamazdı. Hafif başlayan sallantının gittikçe şiddetlenmesi onu çok korkutmuştu.
Devamını OkuyunDuvar çatlaklarının ve siyah sızıntıların iz aldığı çizgileri ardımda bırakarak oturmuştum sandalyeme. Yüzüm perdenin aralığından belli belirsiz sızan güneşe dönüktü. Ardım ise griye...
Devamını OkuyunSevdiğim bir tanıdığım bana bugüne kadar hiç aklıma gelmeyen bir soru sordu. “Bulgaristan’dan Türkiye’ye göç ederken arkadaşlarınla nasıl vedalaştın?” Vedalaşmak mı?.. Arkadaşlarla vedalaşmak mı?...
Devamını OkuyunBütün yaralar kapanır bir zaman sonra. Zaman iyileştirir derler her şeyi. Peki ya zamanı kim iyileştirir yaralandığında? Hadi bakalım, çık işin içinden çıkabiliyorsan şimdi. Şimdi mi? Evet, Şimdi… Şimdi de kalırsan, yapabilirsin. Yapabilirim. Yapabiliriz…
Devamını OkuyunEkmek torbasını uzattığımda, eli elime değdi, kapkara gözleriyle öyle bir baktı ki bakışları, içimi delip geçti sanki. O günden sonra bir bahane bulup istasyona gitmeye başladım. Ninem kızıyordu: “Bu kadar sık gitme, iyi olmaz, bak, yakında savaş da çıkacakmış, o zaman ne yapacaksın?”
Devamını OkuyunNoktayı cümlesinin sonuna kondurmadan önce tekrar tekrar okudu yazdıklarını. Saatin tik tak sesi ilerledikçe zamanının daraldığını hissetti. Lakin o noktayı cümlenin sonuna koymaya eli bir türlü gitmedi.
Devamını OkuyunNecati de onca yıl sonra, yeni umutlar taşıyordu otobüs beklerken. Tekirdağ'a giden şehirlerarası otobüsler Silivri den geçiyordu. O düşüncelerine dalmışken bir otobüs zınk diye ayağının dibinde durdu. Muavinin “ Nerye gidiyon abi?” sözü ile kendine geldi. “Tekirdağ`a“,"Atla abem, ver bakem valizini.” dedi muavin hızlıca. Otobüsün ön koltukları doluydu.
Devamını OkuyunTek başına elbette dünyayı değiştiremeyiz. Ancak her insan bu dünyaya farklı meziyetlerle gelmiştir. Herkes yaptığı işin en iyisini yapmalı, tıpkı kapısının önünü temizlemek gibi…Bu da dünyaya sirayet edecektir.
Devamını OkuyunYanmak Nedir? Hep sıcak mıdır, ateşten midir? Soğuk da yakar insanı derler, bu doğru mudur? Elbet öyledir ya da değildir… Onun yangını çok başka bir çeşit, başka bir yerdeydi. Ne geçmişinde ne geleceğinde. Tek düşündüğü şimdisiydi… “Şimdi ne olacak?” diye soruyordu hep.
Devamını Okuyunİlk birkaç hafta, tasmasından zincirli köpekler gibi hissediyordum kendimi. Aklımı kaçırmamak için sürekli kendime, sadece üç yüz altmış beş gün buradasın, sonra yaşamına kaldığın yerden devam edeceksin diye telkinde bulunuyordum. Duvardaki takvimi her gün çiziyordum. İki ay bittiğinde artık burada bir düzen kurmuştum.
Devamını OkuyunDeniz kenarında değildi o zamanlar otogar. Sahile gezinti için gittiklerinde görürdü denizini. Şimdi otobüsten iner inmez tam karşısında dalgalanırken, soluk mavi bir boşluğa bakar gibi hissettiriyordu kendini o deniz ama o da artık aynı deniz değildi…
Devamını Okuyun