Yazının Tanıklığı/Tanıklığın Yazıları  

Şerefe/Ebru Zeynep DİŞİAÇIK

1 dakika okundu

Oldum olası severdim yolculukları, gözlerimin önünde uzayı veren asfaltın bilinmez kıyısını. Yerleşmiştim koltuğuma. Ayaklarımı kenetlemiş, kollarımı kavuşturmuş, göz kapaklarıma hınzırca bir tebessüm fırlatmıştım kapanmaları adına. Bedenimin bu söz dinler hallerini seviyordum. Peki ya söz dinlemeyen ruhum!

Devamını Okuyun  

Karganın Biri/Filiz ÖZDEMİR

1 dakika okundu

Karganın biri dadandı balkonuma. Çirkince, karganın güzeli olur mu? Olmaz tabii. Bed sesli, koca gagalı, hin. Kendinden başkası umuru değil, hep bana, reb bana. Karganın en sevimlisi çocukluğumda okuduğum Samed Behrengi'nin Yıldız ve Karga'sındaki 'Karga oğlan'dı. Masum, çaresiz ve güçsüz. Uçmayı öğrenemeden, arkasında iki tüy bırakarak ölüp giden. Karga oğlanın masumiyeti de onunla ölüp gitmiş olmalı ki günümüz kargaları masumiyetten bihaber, bencil, kurnaz kolaycı. Zamane oluvermişler...

Devamını Okuyun  

Bir Felaketin Ertesinde/Enver Karahan*

3 dakika okundu

Gecenin zifiri karanlığı, ortalığı ölüm uykusu sessizliğine çeviriyordu. Soğuk hiç olmadığı kadar sert, yeryüzü hiç olmadığı kadar hareketli, insanlar hiç olmadığı kadar çaresizdi.

Devamını Okuyun  

Buzlar Kraliçesi/Özlem TÜM

1 dakika okundu

Buzlar Kraliçesi, içine dönük gri gözleri, sarı saçları ile içeri girdi. Sabah diyemeyeceğim, öğlen hiç değil! Sanki gece ayazı gibi bakıyordu. Gece ayazı...

Devamını Okuyun  

Poetik Serzenişler: Hikâyenin Kanamasını Durdur/Gürbüz Demir

1 dakika okundu

Videoyu kapat, hikâyenin kanamasını durdur. Suyun sızmasını bağışla ve ağıtların ağır havasını. Süzülüp geçer hikayeden sararmaya yüz tutmuş rüzgarın kokusu.

Devamını Okuyun  

Saçlarım/ Hanife ÇİFTÇİ

1 dakika okundu

Saçlarım… Saçlarım… Saçlarım sanki boğazıma dolanmış, yoksa, yoksa boğazımda saç yumağı mı var?... Bedenimin her yerini sarardı saçlar, hareket edemez hale gelirdim. Koşmak isterdim de saçlarıma takılıp düşerdim hep.

Devamını Okuyun  

Uygunsuz Bir İstisnâ/Emine AYDOĞDU

1 dakika okundu

Hafızam, sayısız alçaklığa ev sahipliği yapsa da tek bir istisnâsı olduğunu gönül rahatlığıyla ifade edebilirim. Bu istisnâ, öyle bir yüce yan ki, düşlerin ve mucizelerin gerçekleşeceğine ilişkin inancını asla yitirmiyor. Tanrı gibi ödüllendirilmeye, bağışlanmaya, düzeltilmeye, var ya da yok olmaya gereksinim hissetmiyor.

Devamını Okuyun  

Kaldırım Üstü Yaşamlar/Ebru Zeynep DİŞİAÇIK

1 dakika okundu

Sokağın başlangıcında yan yana ve hazır kıta duran adımlarım nasıl da itaatkârdı. Önümde uzanan yol ise öylesine belirsiz ve sessiz… Asfalt tüm ayak izlerini kabullenircesine anaçtı. Sol ayağım, sağ ayağımı geçmeye yeltenince yol önümde sendeledi; bedenim ayarsız bir ikileme girdi.

Devamını Okuyun  

KARANLIĞIN KOYNUNDA/Ebru Zeynep DİŞİAÇIK

1 dakika okundu

Odanın önünde çekimser bir hâlde duruyordum. İçerisi gözükmüyordu, zifiri karanlıktı. Ürpertici ve aynı zamanda da çekici… İçimden dışıma yükselen ses “Aç o kapıyı!” diyordu. Kapının kulpuna uzanan elim ise tedirgindi. Bilinmeyen, nasıl da kendine doğru çekiyordu bir diğer bilineni!

Devamını Okuyun  

Açlık Bozkırları/Erinç Büyükaşık

2 dakika okundu

Korkut Ata’nın Gökçen Kız’ın ahını aldığıdır. Rivayet olur ki koca bir şehirde gönüllü sürgün kadınlığına dövünen Gökçen televizyondan gelen Özbekçe şarkıya kulak verip bir hayli detone çıkan sesiyle usul usul şarkıyı mırıldanmaktadır. Kızını emzirdiği Taşkent günlerinden oldukça uzaktadır şimdiki zaman. Bozkırda er kişi diye belleyip evlendiği Korkut sünepenin tekiydi aslında. Her ay kızlar için gönderdiği paraları iç ediyor herif. 100 dolar 840.000 Sum… Kızları İstanbul’a getirmeli. Yatılı ev işlerini götürür onlar da. Mutfakta yemekleri hazır etmemi istedi Suna Hanım. Bugün konukları varmış. Damacana içindeki rakıya şaşkınlıkla baktı o sırada. Ancak damacana yetiyor bana, eğlendi Suna. Korkut kızın ahını aldı yine.

Devamını Okuyun  

Güne Bakan/Ebru Zeynep DİŞİAÇIK

1 dakika okundu

Yanımızda olanlar hayli hayli yeterliydi. Geride kalanlar ise tıkırtı sesleri... Velhâsıl sizler ve bizler tüm sesleri kabullenircesine kucak açıyoruz, iki kolumuzu da gere gere. Gerekli ya da gereksiz tartışması ise tam bir muamma.

Devamını Okuyun  

Sıradaki/Ebru Zeynep DİŞİAÇIK

1 dakika okundu

Tavanın beyazına kilitlenen gözlerim zaman kavramını yitirmiş gibiydi. Zifiri karanlıkla başlayan gece, sabah ezanına dek sürerken gözlerim inat edercesine tavandan ayrılmıyordu. Beyaz bulanıklaşmış beje dönüşmüş, hatta bir tutam griye bürünmüştü. Zihnim uykusuzlukla birlikte arıza vermişti çöl ortasında serap gören insan misâli.

Devamını Okuyun