Gözlerini hep başkalarına çeviren bu kör kalabalığın kendisini görmesi mümkün değildir. Bundandır sohbetleri yavan, anlamsız ve gereksiz sözcüklere dönüşmektedir.
Kahvesinden arka arkaya iki yudum daha aldı.
Başını sol yana çevirdi. Duvardaki fotoğrafa baktı. “Sen bırakıp gittin, ben de vazgeçebilirim.” dedi ve çerçeveyi düzeltmek için kolçaklardan destek alarak ayağa kalktı.
Ben adını 'Fuar Kütüphanesi' koydum. Çöp ev beklerken böylesine emek harcanmış, konumlarıyla evden giden bireylerin yerlerini almış malzemelerin her gün düzenli olarak tozunu aldığını söylüyor.
Kararlı bakışlı, uzun boylu esmer çocuklar pullamaya çıkmışlardı. Sokak başında uzun ince gölgesini görüp korkmuşlardı, korkuları geçince saklandıkları yerden çıkıp yaklaştılar.