Yazının Tanıklığı/Tanıklığın Yazıları  

Yağmur/Sedat Mercimek

2 dakika okundu

Gülüyorum. Alttan alta bana bakmaya çalışıyor. Yüzüne damlalar düştükçe gözlerini kırpıştırıyor. Soruyu başka bir soruya yol açmadan cevaplandırmanın yollarını arıyorum. Sözcükleri seçerek anlatmaya çalışıyorum.

Devamını Okuyun  

Öte Gezegeni Düşlerken/Erinç BÜYÜKAŞIK

1 dakika okundu

Yaşamı aramaktan söz ediyordu yazar. Kalemini yeni gezegenlere adamış astrofizikçi, bilimkurgu yazarını bu derece sevebileceğini hiç düşünmemişti kitabı eline almadan önce. Zihninin gökyüzüne, yıldızların bu devasa döngüdeki yerine yabancılığını yadırgıyordu artık.

Devamını Okuyun  

Dün, Bugün ve Kaygı / Enver Karahan*

2 dakika okundu

Evlerin ışıkları birer birer sönüyor. Kaldırımdaki yüzler, perde arkası bakışlara bırakıyor yerini. Sırtım zeminle kucaklaşıyor ve ters dönmüş bir böcek çaresizliğiyle doğrulmaya çalışıyorum. Nafile bir telaş. Samsa geliyor aklıma. Onunla aynı kaderi paylaşmanın verdiği tuhaflık.

Devamını Okuyun  

Kurşunun Ölümü/Sezai SARIOĞLU*

1 dakika okundu

Devletten ve kötülüklerden erken uyanırdı. Kalkınca ilk işi duşa girmek oldu. Çırılyaprak halde suyla oynaşırken bedeniyle yeniden tanışmayı severdi. Su görünür kılardı her şeyi. Bedenindeki fark etmediği şeyler dikkatini çekti. Onlarla tanışmak için suya tuttu. Endam aynasında ıslak bedenine iyice baktı. Hep öyle yapardı.

Devamını Okuyun  

Onat ve Yasemin/Ümit Ahmet Duman 

1 dakika okundu

Yasemin ne güzel bir çiçek ismi. “Hayalet çiçek “ anlamındaymış. Senin adını bilmeden daha önce yazdığım, bir militanın canlı bombayla Onat Kutlar’ı katlettiği hikayede, onlar evlilik yıldönümünü kutlarken, senden de aynı kaderi paylaşan arkadaşından doğum günü hediyesini almaya gelen ve yılın son günü nedeniyle birbirine iyi yıllar dileklerini paylaşacağı arkadaşını bekleyen arkeoloji uzmanı olarak bahsettim.

Devamını Okuyun  

Nene/Ruhşen Doğan Nar

2 dakika okundu

Anne, ben kanser olmuşum. Bugün kreşe gelen doktorlar söyledi. Bu arada, ben karar verdim anne: Büyüyünce doktor olacağım.”Beş yaşındaki İrem, içinde sadece tablet ve kişisel bakım eşyaları olan, küçük el çantasını kapının önüne bıraktı. Beline kadar gelen, kara saçlarını sallayarak koşa koşa banyoya gitti.

Devamını Okuyun  

Bulutlarda Yolculuk/İsmail MALATYA

1 dakika okundu

Kafasında bu tür sorularla köpüklenmiş bulutlara baktı da baktı. Her yaz dedesinin yaylasına gittiklerinde kafasına koymuştu bir kere, yapmalıydı. Ne mi yapmaya karar verdi? Yayla çok yüksek olduğu için birçok tepe bulutların üstünde kalıyor. En yükseğinin zirvesine çıkıp en yakınındaki bulutun üstüne atlayacaktı. Şiir Sena’nın oldum olası meraklı olduğunu bilmeyen yoktu ki. Bir de kafasına ne koyarsa yapacağını…İnatçıydı işte oldum olası…

Devamını Okuyun  

Geminin Gölgesi/Erinç Büyükaşık

1 dakika okundu

Ateşçi, dalgalara karşı kusmakla kendini sağaltacağını düşündü ilkin. Aynı gemideyiz, kaptan kamarasındakiler de üst güvertedekiler de boku yiyecek sonunda. Karaya ulaşmak mümkün görünmüyor sanki. Günlerdir yoldalar, alt güverte ve üst güvertedekiler ulaşılacak ilk limanı bekliyor. Yemek saati... Orkestra günün moda şarkılarını çalıyor.

Devamını Okuyun  

HASRET’e HASRET/Ümit Ahmet DUMAN

2 dakika okundu

Geride bıraktığımız güzelliklerin, masum çocukluk zamanlarının üzerinde yılların tozu var. Genelde hafta sonlarına denk gelen aylık Doktor dönüşlerinde kısacık anlarımı kendime ait düşsel zamanlar yaratarak geçirme isteğiyle yürürüm. Herkes gibi vitrinlerde pahalı giysileri üzerimde hisseder, çıplaklığımı nasıl örteceği hayaliyle oyalanırım.

Devamını Okuyun  

Dünya Soğuyacak mı?/Erinç Büyükaşık

1 dakika okundu

Birer yıldız tozu mitinin izinde geceyi izlemeyi deneyim, diye seslendi Anıl. Sus pus, içinde patlayan öfkeyi açık havada dağıtmak isteğiyle bir iki defa kalktı ayağa. Sendeledi ilkin. Işıl ışıl gök; maviden öte yeşilin ve kırmızının bir döngüde yer değiştirdiğini fark ediyor.

Devamını Okuyun  

Yürüşünür*/Sedat MERCİMEK

3 dakika okundu

Gece geç vakte kadar demlikleri devirirsen olacağı bu. Ağzımın içi kekre, ciğerlerim ıslık çalıyor. Karımla komşu olduk olalı her cuma akşamı olan aynı. Hafta sonuna girerken eğlencemizde sigara, çay, kitap baş köşede. Üç kafadarın arasında ilerleyen, lafın laf olduğu, bazı şeylerin altının doldurulup bazılarının oyulduğu beni ayık ve dinç kılan bu edebiyat sohbetleri olmasa ne yapardım bilmiyorum.

Devamını Okuyun  

Ahlat Ağacı/Ümit Ahmet DUMAN

1 dakika okundu

Ahlat, aslında Anadolu'nun ıssız tarlalarında, yamaçlarında kendine bir alan yaratmış kalender ağaçlardan biri. Azla yetinen, bulunduğu yerden şikayet etmeyen, susuz hatta en kurak bölgelerde bile varlığını sürdürebilen ahlat ağacının meyveleri de bir çok canlıya besin kaynağı olmakta.

Devamını Okuyun